Akışkan ve dikkat çekici bir tarzda ele alınan bu film, bir yazarın çıkmaza giren yaratıcı sürecine odaklanıyor. Teması gereği ruhani atmosferi ile ön plana çıkan filmde, bir spiritüalist medyum karakteri ile karşılaşıyoruz. Bu karakter, yazarın yazma engelini aşabilmesi için bir seans düzenliyor. Ancak planlar ters gidiyor ve medyum, yazarın ölmüş ilk eşi olan bir ruhu yanlışlıkla alemize geri çağırıyor.
Bu olay, beş yıllık eşi ile arasında karmaşık bir aşk üçgeni oluşturuyor. Film boyunca bu yeni durum, çeşitli dramatik ve komik unsurları beraberinde getiriyor. Hem yazarın yaşadığı yazma çıkmazı, hem de ölen eşi ile olan ilişkisi seyircisine psikolojik ve duygusal bir deneyim sunuyor.
Öte yandan film, doğaüstü ve gerçek dünya arasındaki çizgileri bulanıklaştırarak izleyicisini sorgulamaya ve düşünmeye teşvik ediyor. Filmin sonunda, izleyici hem bir aşk hikayesinin içtenliği, hem de bir yazar bloğunun iç yüzü hakkında daha derin bir bakış açısı kazanıyor. Bu film, özgün konusu ve etkileyici oyunculukları ile göz dolduruyor ve sinema severlere sıradanın ötesinde bir deneyim sunuyor.
